Pangastrit, midenin iç yüzeyinde bulunan mukoza tabakasının iltihaplanmasıdır. Bu rahatsızlık, ileri yaşlarda tüm toplumda görülebilir ve akut ya da kronik formlarda ortaya çıkabilir. Pangastritin semptomları genellikle birbirine benzerdir, ancak farklı hastalıklarla karıştırılabilir. Özellikle reflü hastalığı ile belirtileri benzerlik gösterebilir, bu nedenle teşhis konulurken dikkatli olunmalı ve gerekli tanı testleri yapılmalıdır. Pangastrit, ülsere oranla daha yüzeysel bir tahribat yaratır, ancak derinlere inerek ülser oluşturacak şekilde aşınma yapabilir.

Pangastrit genellikle bakteriyel enfeksiyon sonucu oluşur ve yoğun antibiyotik tedavisi ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Toplumda sık rastlanan bir mide rahatsızlığı olan pangastrit, belirti vermeksizin de görülebilir ve neredeyse her iki yetişkinden birinde bulunabilir.

Pangastrit, iki ana türe ayrılır: kronik gastrit ve akut gastrit.

Kronik gastrit, zararlı etkenlerin mide mukozasına sürekli tahribat yapması sonucunda mukozanın atrofiye uğraması yani beslenme eksikliği nedeniyle normal yapısını ve görevini kaybetmesidir. Mukozanın hemen altındaki kat olan epiteldeki hücrelerin metaplazisi yani ince bağırsak hücrelerine dönüşmesi de bu duruma eklenebilir.

Akut gastrit, mide mukozasının kısa süreli etkili zararlarına karşı geliştirdiği tahribattır. Bu durumda mukoza yüzeysel epiteline zarar verebilir veya mukozanın kanamasına sebep olabilir.

İlk olarak, hastanın genel durumu dinlenerek tanı konulabilir. Gençlerde genellikle ilaç tedavisi ile mide asidi azaltılmaya çalışılırken, 40 yaşın üzerindeki hastalarda endoskopi yöntemi kullanılır. Endoskopi sırasında hastanın midesine, ucunda kamera olan ince bir boru ile girilir ve büyük bir ekranda doktor midenin durumunu gözlemler. Bu yöntem doğru ve güvenilirdir. Tanı için gerektiğinde biyopsi yapılabilir ve mikroskobik olarak incelenir.

Pangastrit, akut ve kronik olmak üzere iki şekilde sınıflandırılır.

Gastritin en büyük nedenlerinden biri strestir. Midemiz ve bağırsaklarımız hareketli organlardır. Bu organların hareket etmeleri esnasında hava ve sıvıların yer değiştirmesiyle sesler meydana gelir. Bu durum bazı kişilerde daha fazla olur. Bunun önüne geçebilmek için altta yatan bir hastalık olup olmadığı araştırılmalıdır.

Perhiz ve istirahat, pangastrit tedavisinin birinci aşamasıdır. Hastalığı meydana getiren nedenlerin bilinmesi ve doğru beslenme zamanlarının düzenlenmesi gerekir. Mideye yerleşen mikropların yok edilmesi şarttır. Ortalama her on insandan altısında görülen gastrit problemi, ileri tetkiklere varmadığı sürece, fark edilemeyeceğinden, aşamalar kaydedip mide kanserine sebep olabilir. Helicobacter pylori bakterisinin öldürülmesi için ilaç tedavisi kullanılırken, şifalı bitkiler de tedaviye destek olabilir. Kiraz, elma, üzüm gibi meyveler, içeriklerindeki antioksidanlar sayesinde midede görülen bakterilere karşı savaşırken, vücuda da destek verir. Ayrıca, kereviz ve kızılcık tüketimi de mideyi rahatlatabilir.